Duygulara sahip olmak, insan deneyiminin inanılmaz mucizelerinden biridir.
Ve çoğu durumda olduğu gibi, kötü olmadan iyiye sahip olamazsınız. Hepimiz çeşitli duygular yaşarız. Yine de bazılarımız bu duyguları diğerlerinden daha iyi yönetme eğilimindedir ve bu tamamen duygusal zekanıza (EQ) bağlıdır.
Peki, duygusal zekanız nasıl?
Bunun üzerinde çalışmanız gerekiyor mu?
Aşağıda bu soruları ve daha fazlasını yanıtlıyoruz.
Duygusal Zeka Nedir ve Örnekleri Nelerdir?
Duygusal zeka, başkalarıyla iletişim kurmak ve kendinizi daha iyi tanımak için duygularınızı anlama, yönetme ve kullanma yeteneğinizi ifade eder. Aynı zamanda başkalarının duygularını yorumlama ve bunlara yanıt verme becerinizi de içerir ve işte bu noktada işler karışabilir. Duygularımız raydan çıktığında, genellikle kendi bakış açımıza o kadar takılıp kalırız ki, başka bir kişinin bakış açısını göremeyebiliriz.
Çatışmalarda, bu farklı bakış açılarını ve duyguları anlamak, her iki taraf için de işe yarayan bir çözüm bulmanın anahtarıdır. Başka bir deyişle, ilişkilerinizin sağlığı duygusal zekanıza bağlı olabilir.
Öte yandan, kendini etkili ve saygılı bir şekilde ifade edebilen bir kişinin duygusal zekası yüksektir. Bu, hayal kırıklığı içinde duvara kitap fırlatmak yerine şefkatli ve merhametli bir şekilde iletişim kurmak anlamına gelir.
Peki, duygusal zekanızın hangi seviyede olduğunu nasıl bileceksiniz?
Geliştirmeniz gerekiyor mu?
Sonraki bölümlerde, zayıf duygusal zekanın işaretlerini ve iyi duygusal zekanın işaretlerini inceleyeceğiz. Günün sonunda, zaten yüksek bir EQ'ya sahip olduğumuza inansak bile, muhtemelen hepimiz biraz gelişebiliriz.
Zayıf Duygusal Zeka Nasıl Görünür?
Zayıf duygusal zekaya sahip bireyler duygularını anlamakta ve kontrol etmekte zorluk çekerler. Aşırı derecede öfkelenebilirler ve iletişim kuramaz ya da nedenini anlayamazlar. Bu kişiler çoğu zaman ani duygusal patlamalar yaşarlar.
Düşük duygusal zekaya sahip bir kişi ayrıca şunları da yapabilir:
İlişkilerini sürdürmekte zorluk çekebilir.
Sohbeti daima kendileri hakkında yönlendirirler.
Başkaları için empati eksikliği göstermek.
Çeşitli güçlü görüşlere sahip olmak.
Başkalarını suçlayın.
Stresli ve çalkantılı zamanlarla başa çıkmakta zorlanma
Neyse ki, farkındalık kazanmak duygusal zekanızı geliştirmeye yönelik ilk adımdır. Ve bunu yaptığınızda, başkalarıyla (ve kendinizle!) sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler kurarsınız.
Duygusal Zekanın 7 İşareti Nedir?
Yüksek duygusal zekaya sahip olanlar genellikle aşağıdaki yedi işareti sergilerler.
Başkalarıyla iyi geçinir ve onlara gerçek bir ilgi gösterirler.
Kendi zayıflıklarını ve güçlü yönlerini anlarlar.
Davranışlarının sorumluluğunu üstlenir ve hatalarından vazgeçerler.
Zor durumlarda bile nasıl hissettiklerini etkili bir şekilde tarif edebilirler.
Başkalarına karşı empati ve endişe duygularına sahiptirler.
Özgüvenleri vardır ve kendilerini kabul ettiklerini gösterirler.
Başkalarının duyguları hakkında meraklıdırlar.
Kendi duygusal zekanızdan emin değil misiniz?
Meraklanmak iyi bir işarettir. Ayrıca, aşağıda kendinizinkini nasıl geliştirebileceğinize dair ipuçlarının yanı sıra yapabileceğiniz çevrimiçi EQ testleri de bulunmaktadır.
Duygusal Zekayı Geliştirmenin 5 Yolu
Duygusal zekanızı geliştirmek istiyorsanız, bu ipuçları tam da bunu yapmanıza yardımcı olabilir.
Daha etkili konuşmalar yapmaya başlayın ve kendinizi daha iyi anlayın.
1. Duraklayın ve Duygularınızı Adlandırın.
Çabuk tepki veriyor musunuz?
Öfkelendiğinizi fark ettiğinizde bir an duraklamak, pişman olacağınız bir şeyin olmasını önleyebilir (örneğin sevgilinize bağırmak gibi).
Bir an durun ve derin bir nefes alın.
Nasıl hissettiğinizi fark edin.
Sonra da adını koyun.
Kızgın mı hissediyorsunuz? Üzgün mü? İncinmiş mi?
Bir an için düşünün.
Ve en önemlisi, duygularınızı kabul edin.
İncinmiş, üzgün ya da kızgın hissetmek normaldir. Ancak tepkinizin duygular tarafından belirlenmesine gerek yoktur.
Şunu düşünün: Burada yanıt vermenin ve nasıl hissettiğinizi iletmenin en iyi yolu nedir?
2. Geri Bildirim İsteyin.
Size en yakın olanlar muhtemelen duygusal zekanız hakkında iyi bir fikre sahiptir.
Arkadaşlarınızdan, ailenizden, eşinizden veya yakın iş arkadaşlarınızdan duygusal zekanızı 1-10 arası bir ölçekte değerlendirmelerini isteyin. Bu her zaman istediğiniz geri bildirim olmayabilir; ancak tam da ihtiyacınız olan şey olabilir.
3. Diğer Kişiyi Aktif Olarak Dinleyin.
Bu, diğer kişi nasıl hissettiğini açıklarken bir sonraki adımda ne söyleyeceğinizi düşünmek anlamına gelmez.
Dikkatinizi vermek ve kendinizi gerçekten onların yerine koymaya çalışmak anlamına gelir. Neden incinmiş veya üzgün hissettiklerini anlayabiliyor musunuz? Muhtemelen. Sadece dinlemeniz gerekiyor!
Dinlerken göz teması kurduğunuzdan ve uygun noktalarda başınızı salladığınızdan emin olun, böylece karşınızdaki kişiye gerçekten dinlediğinizi iletmiş olursunuz. Merakınızı göstermek ve daha iyi anlamanıza yardımcı olmak için sorular sormak gibi, başka kelimelerle ifade etmek de burada harikalar yaratabilir.
4. Eylemlerinizin Sorumluluğunu Alın
Eğer birini incittiyseniz, bunu kabul edin.
Söylememeniz gereken bir şey söylediyseniz, bunu söyleyin ve özür dileyin. İtiraf etmek ve uygunsuz davrandığımızı kabul etmek, öz farkındalığı ve nasıl hissettiğimizi kendi kendimize düzenleme becerisini gösterir.
Örneğin, eşiniz söylediğiniz bir şeyden dolayı incindiği için öfkelenmek duruma yardımcı olmayacak veya her iki tarafın da anlaşıldığını hissetmesine yardımcı olmayacaktır. Bunun yerine, muhtemelen durumu tırmandıracaktır.
Diğer taraftan, zaman ayırıp karşınızdaki kişiyi neden incittiğinizi anlarsanız ve ardından sorumluluğu üstlenip özür dilerseniz (ve belki de bu konuda neden kızgın olduğunuzu anlarsanız), sevdiğiniz kişiyle ve kendinizle daha yakın bir bağ kurabilirsiniz.
5. Zayıf ve Güçlü Yönlerinizin Daha Fazla Farkında Olun.
Bu, geri bildirim yoluyla elde edilebilecek bir şeydir (yukarıdaki 2. ipucuna bakın). Bu aynı zamanda kendi eylemlerinizde yolunuzu bulmanıza ve iletişim ve duygusal zeka söz konusu olduğunda üzerinde çalışmanız gerekebilecek şeyleri daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
Gerçek şu ki bizler mükemmel varlıklar değiliz ve bu sorun değil. Nerede yetersiz kaldığımızı veya gelişebileceğimizi anlamak, kişisel gelişim yolculuğumuzu devam ettirebilir ve tatmin edici ve mutlu bir yaşam yaratabilir.
Duygusal Zeka Daha Fazla Yaşam Memnuniyetine Yol Açıyor.
Amerikalı nörobilimci Joseph LeDoux bir keresinde şöyle demişti;
Duygular, öğrenme için kritik bir bilgi kaynağıdır.
Duygularımızı bu şekilde görmeye başladığımız anda, kendimizin daha iyi bir versiyonu haline gelebilir ve hayatımızı ileriye taşıyabiliriz. Öyleyse, kendi duygularınızı ve başkalarının duygularını merak edin. Ne öğrenebilirsiniz?